Mama

Dün akşam işten çıktım kardeşimle buluştuk ve Sinema'ya gittik. Hangisine gidelim tartışması yaptıktan sonra dedim ki, ya bir kezde hiç adını duymadığımız bir film olsun ve Mama adlı bir film vardı ona girmeye karar verdik. Yanımızda kardeşimin bir arkadaşı da var. Neyse arkadaşlar çocukluğumdan beri sinemaya giderim, ilk kez bir filmde çığlık attım ve kardeşimin  üzerine tırmanmaya çalıştım :)
Herkes bana baktı ama bir süre sonra önden-arkadan çığlık sesleri gelmeye başladı :) uzun zamandır bu kadar korktuğum bir film izlememiştim.

Filmin konusu ilginç bir kere, her şeyden önemliside Pan'ın Labirenti'nin yönetmeni Guillermo Del Toro'nun bu filminde yapımcısı olması.
Filmde babalarının bir cinnet anında annelerini öldürüp, iki küçük kızını ormandaki bir eve tesadüfen götürmesiyle başlıyor. Bir süre sonra babaları evdeki biri tarafından öldürülüyor ve iki küçük kız tam 5 sene ormandaki o metruk evde yaşadıktan sonra bulunuyorlar.
Ama ne halde bulundukları ve sonrasını anlatmayayım. Filmdeki bazı sahnelerde, hayatımda ilk kez bu sahneyi izleyemicem deyip gözlerimi kapadım :)

Arkadaşlar izleyin ve izleyin...

Yedikule'nin daha önce nasıl tarih kokan bir semt olduğunu anlatmıştım. Dün akşam filmden çıktıktan sonra Kokoreç'çiye girdik, ben çocukken orası Ev'di şimdi Kokoreç'çi yapıldı. Gerçekten gece bir yerden dönerken mutlaka uğranması gerekir, gerçi herkes sevmez ama ben bayılırım.

Eve geldikten sonra da kardeşimle birbirimizi korkutmaktan uyuyamadık tabi ve ikimizde sabah erkenden işe gittik :)
Şu an saate baktımda zamanın hızına yetişemediğimi farkettim, ne kadar geç olmuş yine. Zamanın sevdiğimiz insanların yanında Kaplumbağa hızıyla geçtiği, dostlukların, hoşgörünün ve Aşk'ın hep olduğu günler-haftalar diliyorum hepimize.

İzin Günüm

Bugün izinliyim ama hafta sonu çalışıcam.  Sabah çıktım dışarı, hava güzel güneşli. Alacaklarımı alıp hemen eve geldim, telefonumu da kapadım kimse ulaşmasın diye :) hazır evde kimse yokken sessizliğin tadını çıkarmak istedim.
Sabah kalktığımda, ki geceden aklımdaydı hemen şu topları boyadım. Daha doğrusu bir arkadaşım getirmişti bana bildiğiniz Gri teldi. Beyaza boyamak istedim ama olmuyor bende boyanın içine attım. Daha sonra çıkarıp bahçeye koydum, eve gelince baktım kurumuş hemen kitaplığıma koydum.

Evde bir Orkidemiz vardı, bütün çiçekleri dökülmüştü atalım demiştim ama atmadık. Zaman içinde bir baktım ki tomurcuk veriyor :) bakarmısınız şimdiden açtılar bile.

Dışarı çıktığımda peçetelerimide aldım, çok severim bilirsiniz. Evde çeşit çeşit peçete olması hoşuma gidiyor.

Teneke kutuları atmıyorum artık özellikle bunu çok seviyorum, Zaten Gustav Klimt tablo ve desenlerini çok severim. Şimdilik içine çay poşetlerimi koyuyorum.

Kahvemi de yaptım şimdi sizleri okucam daha sonra biraz Ümit Yaşar okumak istiyorum. Şiirlerini çok severim.

Hayırlı cumalar ve mutlulukla dolu bir hafta sonu diliyorum.

Dar Zamanlar

Açıkçası iş hayatının bütün bir hayatım olacağını hiç bilmiyordum ama öyle oluyormuş. Geçenlerde bir arkadaşım hiç görüşemiyoruz biraz zaman ayır dedi. Yeğenim, hiç değilse akşamlarını değerlendir dedi :) daha şimdiden şikayetler yağmaya başladı. Ama napim çok yorgun oluyorum, eve geldiğimde biraz internet yemek ve yatak, o kadar.
Bana göre hiçte fena değilim aslında, akşam işten sonra bir doğum günü, başka akşamlar iki sinema. Bir hafta için iyi bence. Gerçi hobilerimle hiç ilgilenemiyorum o başka.

Önce Cem Yılmaz filmine daha sonra Sevgili Sade ve Derin'in önerisiyle gittiğim Pi'nin Yaşamı Filmi.
Arkadaşlar tamam Cem Yılmaz komik adam, bu filminde güldük yine, iyi işler yapıyor ve her zaman kaliteli. Ama Pi'nin yaşamı harika bir film.Film boyunca dalıp gittim, hiç bir şey düşünmeden izledim. Zaten masalsı filmleri çok severim, geçen akşamdan beri aklımda hala. İzlenecek filmlerden inanın.

Yine Sevgili Deep'in önerisiyle aldığım Kitap Hırsızı. 2013'ün ilk kitabı :) ve Kitap eylemcisi arkadaşımın bahsettiği diğer kitap, Barnabas İncili. Blogunda okuyunca çok ilginç geldi, listeme eklemiştim zaten hemen aldım. Ancak bugün bir kaç sayfa okuyabildim, daha şimdiden sardı beni.

Okuduktan sonra hemen paylaşmak istiyorum. Her kitap büyülüdür benim için, içinde ne hayatlar vardır bilirim ve o hayatlara dokunmak isterim.

Hiç değilse bir yazı paylaşabildim çok sevinçliyim :) gerçekten dar zamanlar dayım.
Birazdan yemeğimi yiyip, kahvemi alıp hepinizi okumaya başlıcam.
Güven, sevgi ve sıcaklık dolu bir hafta sonu diliyorum şimdiden.

Yeni Bir Şey Yok

Bende yeni bir şey yok henüz, varda fazla özel şeyler. Biliyorsunuz işe başladım, yakında rutine bağlanır oda :) her şeye alışmıyormuyuz sonuçta.
Blog arkadaşlarımla ilgili bir kaç haber var onu paylaşmak istiyorum, hazır vakit bulmuşken.
Sevgili Neslim  Neslice Tarifler'in çok sevdiği bir arkadaşının Dua'larımıza ihtiyacı var arkadaşlar. Lütfen blogunu bir okurmusunuz?

Sevgili Leylak Dalı yeni bir blog açtı. Kitaplık Kurdu isimli bu blog bizlerin katkılarıyla gelişecek. Kitaplar, Kitaplıklar ve Kitapçıları konu alan bu bloga, bizlerde fotoğraflarımızla destek verebiliriz. Çok hoş paylaşımlar, mutlaka bir bakın derim.

Sevgili arkadaşımız Temerrüt'ün okulu için bir projeksiyona ihtiyacı var, verdiği Facebook adresine tıklayarak yardımcı olmamızı rica ediyor. Bu içten ricasına bir bakarmısınız lütfen? blogunda adresin linki var.

Sevgili arkadaşımız Başak Burcu Kadını ameliyat oldu. Kendisine buradan da geçmiş olsun diyorum.

Bir çeşit blog haberciliği gibi oldu ama hepimiz, hepimizi takip etmiyor okumuyoruz. O yüzden bu çeşit duyurularla birbirimizden haberdar olabiliriz diye düşünüyorum.

Hepinize sıcak, gülümsemeli, sabah erken kalkmak zorunda olmadığımız günler diliyorum :)

Filmler ve Benden Haberler

Bugün sabahtan itibaren dışardaydım, haliyle Kar'a da sokakta yakalandım :) nasıl başladı yağmaya, lapa lapa yağıyor çok güzeldi.
Arkadaşlar uzun zamandır çalışmıyordum ve Cuma günü sürpriz bir şekilde gelen teklifle yarın işe başlıyorum. O yüzden bugün bütün işlerimi hallettim. Açıkçası çok gerginim, korkuyorum galiba :) Hayatıma nasıl bir düzen vericem bilmiyorum, aslında üzerinde fazla düşünmek istemiyorum. Yaşayıp görücez diyorum.

Sıcacık evde oturmalar, film, kitap keyifleri, arkadaşlarla beraber olmak, hobilerim ve her şeyi özlicem :) fazla abartmadan geçen akşam Kanaltürk' te izlediğim bir filmi paylaşmak istiyorum. Yaşam Kaynağı, başrolünde Hugh Jackman ve Rachel Weisz var, 2006 yapımı. Film üç farklı zaman biriminde bir adamın sevdiği kadını kurtarmak için başından geçen Bin yıllık bir serüveni konu alıyor. Hugh Jackman zaten çok iyi bir oyuncu, ben hem bilim-kurgu olması hem konusu, hemde çekim tekniği açısından çok beğendim.

Gerçi benim çekim tekniğim çok kötü ama :)

Bir diğer film dün izlediğimiz sanırım çoğunuz izlemişsinizdir Barselona Barselona. Aşk ve ilişkiler hakkında sıradışı bir film bence. Filmin özellikle şu diyalogu çok anlamlıydı.

Aramızda ki Aşk nerdeyse kusursuzdu.
Evet, öyleydi. Ama bir şeyler eksikti. Tüm elementler ve Mineraller vardı. Ama bir şey eksikti. Tuz...

Bu arada yine dayanamadım ve dün gittim saçlarımı kestirdim. Üstelik benim saç kestirmem nedense hep Kış'a denk gelir.

Geçen seneden hatırlarsınız belki kestirmiştim yine, ondan sonra uzadı kestirdim, uzadı kestirdim. En sonunda dün baya kestirip kısalttım. Saçlarım hem çabuk uzuyor hemde çok dökülüyordu. Saçlarım omzumu geçince bana bir şeyler oluyor hemen kestirmek istiyorum :)

Bu da kısalmış hali, aslında hiç böyle bir niyetim yoktu ama akşam kardeşim çekince benden habersiz, hadi dedim paylaşayım :) ilk fotoğraf habersizdi sonrakilerde yakaladım tabi :) bu kaçamak çektiği.

Bu soğuk günlerde kendimize hem dikkat edelim, hemde evde olmanın keyfini çıkarın derim :) Mutlu ve içinizin sıcacık olduğu bir hafta diliyorum hepinize...

Düş Kapanı

Bir arkadaşım getirdi bana bu Düş Kapanı'nı, ( rüya avcısı ) kötü rüyalardan koruyacak seni dedi. Biliyorsunuz ciddi anlamda travmalar yaşıyordum kabuslarımdan. Bu yazımda anlatmıştım neler yaşadığımı. Gerçi artık olmuyor ama arkadaşım getirmiş ve bende yatağımın baş ucuna astım. Beni düşünmesi neler atlattığımı unutmaması sevindirdi beni.

Eski yılımızı bitirdik ve yeni bir yıla geçtik. O gün için bir sürü hediye almıştık, paketlemesini ben yapıcam demiştim. Yaydım yine bütün malzemeleri masaya :)

Doğal kağıt ve Jüt ipi kullandım. Kar taneleri yaptım, fazla süsleme kullanmak istemedim böyle oldu sonuç.

Daha bir sürü yaptım tabi, bunlar bir kısmı.

Birde dün akşam portakalı kesip, içini boşaltarak mumluk yaptım yine. Geçen sene çok yapmış ve pencere önlerine koymuştum. İnanın kokusu ve görüntüsü harika oluyor.

Hayatın içinde küçük güzellikler bunlar ve ben bunlarla uğraşmayı çok seviyorum. İyiki kitaplarım, filmlerim ve hobilerim var. Hayatıma anlam katıyor, güzelleştiriyorlar ve dünyaya başka gözlerle bakmamı sağlıyorlar.

Kuş Yuvası Kitaplık

Uzun zamandır, nerdeyse 2 yıldır yaptırmak istediğim bir şeydi. Bir Sitede görmüş ve mutlaka yaptırmalıyım demiştim. Yatak başucu için çok iyi oldu, hem yarım kalan kitabın arasına bişey koyma zahmetide ortadan kalktı böylece. Çatısını kırmızı yapayım dedi marangoz arkadaş, yok mavi olucak dedim :)

İstediğimden biraz farklı oldu ama gerçekten çok işime yaradı.

Hani akşam yatarken kitap okuruz ya, eskiden ya sehpaya yada yere bırakırdım :) şimdi üzerine koyuyorum.

Bu arada bir arkadaşımdan gelen el yapımı bu mutfak önlüğüne bayıldım, üzerine adımın baş harfini işletmesi ayrı bir mutlu etti beni.

Bir yeni yılı daha geride bıraktık, güzeldi her şey. Yaptığım bir takım şeyleri sonra paylaşırım :) çünkü mini kitaplığım yeni geldi ve onu paylaşmak istedim. Bu arada gittiğim Brad Pitt filmi Kibarca Öldürmek, beklentimin altında kaldı.  Genel olarak insan hayranlığım çok yoktur ama Pitt'i cidden çok beğeniyorum.  Bu filmde eğer Piit'i seviyorsanız gidin derim. Yoksa  netten izlemenizde yeter bence :)

Yeni bir seneye girdik yine, bu senenin mutlu kahkahalar attığımız  bir yıl olmasını dilerim...