Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Mart 2012 Perşembe

Dilek

Bilmem bilirmisiniz? bende üç sene önce öğrendim. Bulgaristan'da yaşayan bir tanıdığımız var, üç sene önce bana bir bileklik getirdi ve bunu tak, baharda leylekler gelince, ilk gördüğün gün, bir ağaca bağla ve dileğini dile dedi. Her sene getirir,  geçtiğimiz ayda getirdi ve bileğime taktım. Pazar günü ilk leylekleri gördüğümde bahçeye çıkıp hemen ağaca bağladım ve senelerdir hiç bıkmadan umut ederek, bekleyerek dilediğim dileği bir kez daha istedim-diledim.  Sevgili Smilena blogunda bu konuyla ilgili bir yazı paylaşmıştı. Adını ve işlevini o çok daha iyi biliyor..


Açlık oyunları'nın kitabını okuduktan sonra, filmini merakla bekliyorduk. Nihayet dün gece gidebildik, kitabı okuanları hayal kırıklığına uğratmayacak bir çevrim olmuş.  Genel olarak beğendik, keyif alarak izledik.


Rüzgar güllerini çok severim :) ilk kez kendim yaptım ve bahçedeki bir saksıya koydum, hoş oldu, bir sürü yapmak istiyorum saksılara yakışıyorlar :)


Ne kadar farklı konular dimi :) bu arada motiflerimi unutmamalıyım arkadaşlarınkini yapıp gönderiyorum, hatta bir arkadaşınki daha bitti, onuda göndericem. Bende yavaş yavaş siyah iple birleştirmeye başladım, baya büyük olucak gibi görünüyor.


Bunlarda arkadaşınki, herkes farklı renklerde istedi, bu arkadaşta kırmızı-gri istemişti öyle yaptım..


Hayat nasıl geçip giderki? iyiki bu hobilerim var diyorum, yoksa bazı şeylere dayanamazdım. Arkadaşlar ve hobiler terapim benim..

26 Mart 2012 Pazartesi

Ordan Burdan

Noluyor böyle bende anlamıyorum, paylaşmak istediğim çok şey var ama canım hiç istemiyor. Kötü değilim, aslında çokta iyiyim :) Yoğunluk sadece, özel hayatta olanlar, koşturmalar, güzel havaların verdiği bir rahatlık..

Bir sürü işe başlayıp hepsinden braz yapıp yarım bırakmalar. Sonra hafta sonunun kalabalığı, çok uzun zamandır görmediğim bir arkadaşla buluşma. Alışverişe gitmek, hepimiz gibi, biraz eksik biraz fazla geçen günler. Bugün gökyüzü uçurtmalarla doluydu, uzun zaman izledim, çocukken o kadar çok uçururdumki. Makinem çok kötü istediğim gibi bir türlü olmuyor, oysa çok güzellerdi..


Güneşli ılık bir havada, yenen gözlemeler..


Miray'ıma aldığımız hoş kokulu, şeker renkli ayakkabılar :)


Çok, çok keyif alarak, çok hüzünlenerek okuduğum Angela'nın Külleri.


Her şeyden biraz işte. Yazılamayan, söylenemeyen sözler, olaylar hariç. Bahar güzel, yaşamak, güzel, içime sağlıkla çektiğim her nefes için, şükretmek güzel..

Çevremizdeki hiç bir olaya duyarsız kalmayacağımız, herkese ve önce kendimize özen göstereceğimiz, güneşli, keyifli bir hafta diliyorum..

22 Mart 2012 Perşembe

Bahar ve Boşvermişlik

Bıraktım her şeyi, hiç bir şey düşünmüyor, hiç bir şey yapmıyorum son günlerde. Bahar gibi, yeniden yeşersin istiyorum unuttuğum tüm duygular.

Günlerin uzamasını, güneşin sıcaklığını, içimin aydınlanmasını, doğanın uyanmasını büyük bir keyifle izliyor, yaşıyorum.


Bahar birazda rehavet mevsimi değilmidir? huzur, sıcaklık, yeni duygular, kalbin yeniden atması, aşık olmak. Üzerimizdeki, yüklerden kurtulmak, güzeldir bahar hepimize iyi gelicektir..



Hayatımda hep çok şey sandığım insanların; aslında hiç bir şey oluşunun yükünü taşıyorum...Demiş Douglas Noel Adams ve... Anlatmak istediğim çok şey, konuşmak istediğim tek kişi var. Hepsi bu kadar...

19 Mart 2012 Pazartesi

Sinema Günlüğü ve Şifonyer

İlginç bir başlık oldu, birbiriyle hiç uyuşmayan şeyler :) hafta sonumuz film ağırlıklıydı, John Carter ve Siyahlı Kadın filmlerini izledik.John Carter Fantastik-Bilim kurgu olduğu için benim ilk favorimdi. Üç film arasında kardeşimle anlaşmazlığa düştük. Onun gitmek istediği Aşkım Benim ( Bel Ami ) Robert Pattinson ve Uma Thurman başrolde olduğu. Neyse karar aldık yarın akşam ona gidilicek.


Ertesi gün akşamda Siyahlı Kadın'a gittik orda fotoğraf çekmek yasaktı :) açıkçası Harry Potter filmlerinin kahramanı Daniel Radcliffe hiç beğenmem, konusu yüzünden gittiğimiz bu filmi çok sevemedik. Boşa giden zaman oldu. Üstelik filmde iki üç kişi falan vardı. Kardeşimde senin yüzünden dedi durdu :)


Bir süredir daha önce boyadığım şifoneyeri değiştirmek istiyordum ama yeniden boyamak değil. Bende yapışkanlı kağıtla kaplamayı düşündüm ve uyguladım. Bütün çekmecelerini ve kulplarını çıkarıp, desenini beğenip aldığım yapışkanlı kağıtla kapladım. Sıkılırsam kolayca yeniden değiştirebilirim :)



Griye boyadığım için şifonyeri, seçtiğim deseninde grili olmasını istedim.



Sabahta bir arkadaşımla buluştuk, uzun uzun sohbet ettik ve çok iyi geldi bana. Birde hava öyle güzeldiki bugün, bahar geldi artık dedik :) öğleden sonra yaptığım motifleri kargoya götürdüm. Bittikçe rahatlıyorum gerçekten.


Eve bir geldim bir sürü misafir :) neyse şimdi bir kahve içerek postumu hazırlayabildim.

Yoğun ama yorucu olmayan, çok keyifli ve gülen bir çocuğun gözleri kadar mutlu bir hafta diliyorum hepimize..

16 Mart 2012 Cuma

Mumluk Hikayesi

Odam bir facia halinde, kimse girmek istemiyor. Bir yanda bir sürü ıvır zıvır, hobi malzemeleri, bir yanda kitaplar ve filmler. Odam artık beni bile kabul etmiyor o kadar yani :)

Aslında uzun zamandır yapıcaktım ama bir türlü boyamak kısmet olmamıştı. Dün akşam bir elimde kitabım, bitirmek üzereydim çünkü, bir elimde fırça evdeki eski mumluk aparatlarını boyadım.  Puantiyeli minik bir şifon kumaş vardı, mumluğun boyuna göre kesip, içinden kurdele geçirdim ve ponponlarla süsledim. Böyle bir şey oldu.


Açıkçası çok daha farklı bir şey düşünüyordum ama şimdilik bunada razıyım :) Hazır o kadar çok varki ama ben kendim yapıcam illa, birde evde mumlara bayılırım..


Şu minicik şeylerin kuruması bile epey zaman alıyor. Boyarken annem geldi, kızım bırak bunlarla uğraşmayı, kendini neden yoruyorsun dedi :)  ah annem bir bilsen, kafamı böyle boşaltabildiğimi, rahatladığımı..


Bitti mumlarımı yaktım, bitmek üzere olan kitabımı aldım, okudum. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın İki Hödüğün Seyahati ve Nimetşinas. İki Hödüğün Seyahati hem güldüren, hem düşündüren 11 hikayeden oluşuyor. Nimetşinas'ı henüz okumadım.


Ben bir post hazırlayana kadar günler geçiyor ve hafta sonu geliyor.

Bu haftaki dileğimiz, Romantizm olsun. Mumlar eşliğinde, sıcacık, sevgi dolu bir hafta diliyorum hepimize...

13 Mart 2012 Salı

Deneme

Bir süre önce biliyorsunuz bir sürü malzeme almıştım. Onların içinde, kumaş boyamak için aldığım kalemler de vardı. Geçenlerde Balköpüğü arkadaşımızın bloğunda bu kalemlerle yastık yapımını gördüm ve yapmalıyım dedim :) Fakat harf şablonu yoktu, kırtasiye ye gidip aldım ve deneme amaçlı yaptım. Fena değil gibi, daha geliştirmem gerekiyor.


Kumaş seçimi önemli aslında ben evde bulduğum bir kumaşa yaptım. Birde lavanta torbası yaptım ve kenarlarına tığ işi geçtim. Sonuç böyle bir şey oldu.


Denedim yıkanınca çıkmıyor :) Çok daha farklı şeylerde yapmak istiyorum zaman içinde.


Bu yatağım için ama koltuklar ve kanepeler içinde yapılabilir ve hoş olur diye düşünüyorum. Çok zevkli bir şeymiş bu, birde harflerle yapmak istiyorum..

Haftanın ikinci gününe başladık bile. Aşk dolu, sevgi dolu, keyifli sohbetlerin olduğu bir hafta olsun hepimize...

10 Mart 2012 Cumartesi

Bir Sabah Hikayesi

Sabah uyandım. Bir gariplik var, evde hiç ses yok. Hemen kalktım, yukarı çıktım, yok kimse yok. Korktum önce, telefonu aldım ablamı aradım. Ah tabi o sırada da aklıma geldi. Karşıya geçiceklerdi bugün, rahatladım :) Bende yalnız kahvaltı keyfi yapayım dedim ama canım hiç bir şey istemiyor. Süt ve kurabiye, bugün böyle :)


Daha sonra kahvemi alıp bitmeyen motiflerimi saçtım ortaya :( arkadaşlar birleştirmesini yapamıyorum. Kaç kez yaptım, söktüm. Motifler beşgen olduğu için, birleştirmek zor. Bakarmısınız 200 tane motif var, neyse yapa, söke olucak artık :(


Bıraktım her şeyi,  fonda Celine Dion ve büyülü sesiyle, Ahmet Altan'ın Dört Mevsim Sonbahar kitabını alıp okumaya başladım.


Sakin bir Cumartesi, güzel her şey. İyi hissediyorum belki akşam bir sinema veya Beyoğlu, veya evde sinema, şimdilik böyle..

Sessiz, sakin, huzurlu, ama aynı zamanda  çok çok keyifli ve sağlıklı bir Cumartesi ve Pazar diliyorum...

8 Mart 2012 Perşembe

Sürpriz Yumurta

Kelimenin tam anlamıyla bir sürpriz yumurta bu. Hani alıp yediğimiz, içinden minik oyuncaklar çıkanından değil tabi :) Belki bilenleriniz vardır, bizim 7 arkadaş ortak bir bloğumuz var Nedesembeğenirsin adlı. Haliyle bloğumuza yazı göndermek için, saatlerim araştırmakla geçiyor bazen. Nerdeyse 2 senedir bütün yabancı blogları gezerim.

Bu akşamda yazı hazırlamak için gezerken, çok sevdiğim, fikirlerinden çok yararlandığım bu Blog'da, görür görmez çok sevdiğim bu hediye yumurta fikrini, sizlerlede paylaşmak istedim. Öyle hoşki :)

Önce küçük bir delik açarak yumurtanın içini boşaltıyor ve boyuyoruz. Hem mavi, hemde puantiye :)



Daha sonra o deliğe sığabilecek incelikte bir kağıt kesip notumuzu yazıyoruz.Tabi biz notumuzu yazarken, daha özel ve sevgi dolu olabilir :)


Hoş bir paketin içine koyup, gönderiyoruz. Eminim böyle bir hediye alan çok sevinir :)


Amaç sevdiklerimizi mutlu etmek, şaşırtmak, sürprizler yapmaksa hoş bir fikir bence :) sonuçta sevdiğimiz birinden, içinde sevgi sözleri yazan bir not kadar, daha ne mutlu edebilir insanı...




Kaynak ..

5 Mart 2012 Pazartesi

Güzel Günler

Sular gibi akan bir hafta sonu. Doğum günü, alışverişler, kalabalık aile ve arkadaşlar, yetmeyen zaman, bir an bile düşünemeden geçen saatler.

Cumartesi günü kahvaltımız bu kez 4 kişilikti :) sakin ve güzel, böylede iyi oluyormuş, pazar günü çok kalabalıktı çünkü ondan hiç bahsetmicem :)


Böylesi hiç düşünmeye bile fırsat bulamadığım anları seviyorum. Dün ablamın doğum günüydü bu yoğunluk ondan oldu birazda. Kız o kadar şanslıki hem gündüz hemde gece ayrı kutlandı. Kıskandımmı nedir :)

Nerdeyse hepimiz Kış çocuğuyuz Kasım'da başlayıp, Mart'a kadar devam eder doğum günleri. Kışı sevmem boşuna değil..


Akşam yemeğe çıktığımızda şu gördüğünüz İçli Köfte'den iki tanesini benim yediğimimi düşünebilirmisiniz? yedim :( pişmanım..Normalde sevmem, ama bu mekanın her şeyi öyle güzeldiki. Tatmak için verdiler göya :(


İyiyim ben, iyi gidiyor her şey. Üzerimden bir ağırlık kalkmış gibi, gerçekleri anlamayan kalbim, artık anlıyor gibi. Belki güzel havalarında etkisiyle her şeyin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Benim ve hepimiz için..

Yine bir yemek postu oldu bu :) bu arada üç gecedir 5 film izledim. Biri hariç hepsi gerilimdi :) kitaplara ara verdik. Nolur azcık daha beklesinler, motif işlerim bitsin..

Yeni günlerin başlangıcında, ne istiyorsanız, nasıl istiyorsanız, neler dilediyseniz onlar olsun diyorum..

2 Mart 2012 Cuma

Yapılanlar ve Duygular

 İnsanları, yaratılan her canlıyı seven ben, kendimle çelişkiye düşüyorum. İnsanları anlamakta zorlanıyorum bazen.  Sevdiğimi zor söylerim, seversemde tam sever kalbime girmesine izin veririm. Sonra gelsin kalp kırıklıkları..

Her yeni yazım daha damı karamsar oluyor ne? halbuki ben gülmeyi, hayata güzel bakmayı severim. Neyse duygulardan bahsetmemek en iyisi sanırım :)


Mor benim rengim değildir, bu yastıkları kardeşim istedi diye diktim :)yuvarlak yastığı ve uzun olanı elde diktim, belli oluyordur zaten :)  Uzun yastığın düğmelerini, arkadaşım yaptı. Böyle bir şey çıktı ortaya..


Ve motiflerim yavaş yavaş çoğalıyor. Pembeler bittikten sonra sanırım Yeşil'den yapıcam :)





Hafta sonu geldi yine, o zaman, kırgınlıkların olmadığı, herkesin birbirini anladığı, özen gösterdiği ve bol keyifli bir hafta sonu diliyorum...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...