Yanılmıyorsam 10 gün önce bir yerden dönerken tam okulun önüne geldik ve ablam baksana bu ağaçlarda bir gariplik var dedi. Baktım ama anlayamadım yine haşmetle yükseliyorlar okulun üzerinden. Ya kızım kesmişler bu ağaçları dedi, aa evet kesilmiş. Sonra bir baktık kestikleri Çam ağacı parçaları okulun tam karşısında, çok üzüldüm çok kızdım yürü dedim ablama Müdür'le konuşalım.
Gittik konuştuk nasıl yaparsınız dedik, günah değilmi? Müdür tamam sizi anlıyorum bende çok severim bu Çam ağacını ama çatının üzerine dayanıyordu ve çatıyı yıkmıştı dedi. Mecburen kestik :(
Neyse çıktık kesilen ağacın önüne geldik, birden ablama dedimki hadi alalım bunu ve götürelim. Napıcaz kızım ya evemi dikicez dedi. Yok Miray Çam ağacı istiyordu ya ona götürürüz süsler işte dedim, hem bir anı olur bizede.
Ablamla zar zor taşıyarak eve getirdik, bunu böyle içeri koyamayız dedik :) çünkü bu kadar değildi. Hemen tanıdık marangozu çağırdık geldi kesti ve su doldurduğum bir kovanın içine koyduk.
Sonra ben Tekirdağ'a gittim geldim ve Miray'ın evine götürüldü. Gitmeden önce bir kaç gün içine koyacağımız bir şey aramıştım, çünkü çok ağır ve dik durmuyor. Neyse onuda buldum ve Miray'la süsledik.
Zaman geçtikçe solucak malesef çünkü artık canlı değil.
Gerçi Yılbaşı akşamı bu ağacı göremicem ama çocukluğumun bir bölümünde Okulumda ki bu Çam ağacı çok yer kaplamıştı. Öyle büyüktü ki ve öyle görkemli. Anılar birer birer yok oluyor.
Sonra Miray'a bu çok beğendiğim mumluğu aldım, çok sevindi.
Daha iki gün var, şimdiden hepinizin Yeni Yılını kutluyor ve yüreğinizden geçen tüm dileklerinizin, tüm dualarınızın gerçek olmasını istiyorum...