Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Karabasan ( Uyku Felci )

İlk kez sanırım 8-9 yaşlarındaydım bu olayı yaşadığımda. Ablamla aynı yatağı paylaşıyorduk. Birden uyandım ve zaten çok aydınlık olmayan odada, gece kadar karanlık bir şeyin üzerime doğru geldiğini gördüm. Gözlerimi kapadığımı ve avaz avaz bağırdığımı hatırlıyorum. Ama  sesim çıkmıyorduki, ne sesi hareket dahi edemiyordum. Dipsiz kuyulara çekmişti beni.

Yıllar içinde sayısız defa yaşadım bu durumu. Ailem doktorlara götürdü, olmadı hocaya falan götürmeye kalktılar :) Yinede güçlüymüşümki zaman içinde başetmeyi öğrendim. Hep uykudayken veya dalmak üzereyken gelirdi. Ne olduğunu bilmezdim, karabasan, kabus derlerdi ama öğrendim. Uyku Felci...

Yıllar önce, çok sevdiğim ve benim bu durumumu bilen biriyle bir site kurmuştuk. Parapsikoloji adıyla. İlk kez orda yazıya dökmüştüm yaşadıklarımı ve inanamamıştım, benim gibi olan, hatta  çok daha beterini yaşayan insanlar olduğunu gördüğümde. Herkes kendince bir çözüm bulmaya çalışıyordu ama yalnız olmadığınızı bilince daha güçlü hissediyorsunuz kendinizi :)

                                     Tamda böyle bir şeydir işte. Biri-bir şey, gelir göğsünüze oturur....

Neden anlattım bu olayı? Şundan dolayı,. dün gece yalnızdım biliyorsunuz. Uykuya dalmak veya uyanmak üzereyken hatırlamıyorum, yeniden oldu ki çok uzun zamandır yaşamıyordum. Tabi sabaha kadar uyuyamadım :) korkmadımmı? çok korktum. Nedenide uzun zamandır olmadığı için unutmuşum :) yeniden yaşamak iyi olmadı. İstatistikler bu olayı çoğu insanın, hayatlarında en az bir kez yaşadığını gösteriyor, diye okumuştum. Ben yaşadıklarımın çok azını hatta hiç bir şeyi diyebilirim, anlattım burda.

Çocukluk döneminde 4-12 yaş arsında yaşandığını ve sonra azalarak bittiğini yazıyor bütün kaynaklar. Doktorlarda öyle söylüyor ama bazı vakalarda ölene kadarda sürdüğü görülüyor.

İlginç ve korkutucu bir deneyimdir. Uyandığımda ya hiç bir şey hatırlamazdım yada tüm açıklığıyla aklımda olurdu. Tamamen bittiğinde, artık olmadığında çok rahatladığımı, hatırlıyorum...

Belki bu anlattıklarım birilerini korkutabilir. çünkü zaman içinde bazı insanların, bu konuyu hiç konuşmadıklarını hatta konuşulduğunda odadan çıktıklarını gördüm..Yıllar önce sitede ilk yazdığımda da çekinmiştim açıkçası ama yazdıktan sonra bunu binlerce insanın yaşadığınıda görünce, iyiki yazmışım diyorum. Yinede dün gece yeniden yaşamasaydım yazmazdım sanırım..inanın unutmuştum..

Bayram bayram olmadı belki ama :) hayat sadece ( dünkü yazımın aksine )  bayram olmuyor işte..Ama nefes almak bile öyle güzelki :)






30 Ağustos 2011 Salı

Bayram Geldi :))

Hala çocuksu bir heyecan duyarmı insan, bayram geliyor diye :) adı bile neşe veriyor inanın, hangi bayram olursa olsun. Üstelik 30 Agustos bayramı da denk geldi :) Gerçi benim için bu bayram birazcık buruk. Annemleri bugün yolcu ettim,  ilk kez bir bayramda yalnız kalıyorum..Yağmur altında kalmış bir kedi yavrusu kadar yalnızım :(

Fazla duygu sömürüsü yaptım farkındayım :) çok yalnız kaldığım oldu tabi ama bayram da yalnız olunca sanki biraz kırık oluyor insan. Neyse..yalnızlık iyidir bazen, iyi gelicek bana :)

Herkesin ama herkesin bayramı mubarek olsun . Nerdeyse on günlük bir tatil var, dolayısıyla tüm bu günlerinizin mutlu, saglıklı, huzurlu, keyifli geziler, keyifli sohbetler, mutlu kavuşmalar ve sevdiklerinizle geçmesini dilerim :) Yüzünüzde hep bir gülücük olsun, olurmu? :))

 Tek kişilik kahvem ve bitirmek üzere olduğum çikolatalarım :) öyle az kaldıki görünmüyolar :) Ben bu saatte böyleyim işte..


                             Kahve ve çikolatanın o doyumsuz kokusu ve tadında geçsin bayramınız..




28 Ağustos 2011 Pazar

Film Tadında Peçeteler

Bayram geliyor ve herkes bayram alışverişinde haliyle. Ben hariç sanırım :) aldıklarıma bakarmısınız :) pek çok koleksiyonum var. Peçete, kupa ve saat gibi..Güzel bir peçete gördüğümde dayanamam alırım mutlaka ama öyle çiçekli böcekli peçete pek sevmem. Sakın kullanmıyorum sanmayın artık koleksiyonunu yapmıyorum peçetelerin direk kullanıyorum. Kahvem, kurabiyelerim ve nefis peçeteler :)

                                             Audrey Hepburn ve onun çok sevdigim filmleri..






                        Marilyn Monroe'lu filmler. Geçen akşam Bazıları sıcak sever filmini izlemiştim. Hatırlarmısınız?


         Kardeşim geçen gün Paris'ten geldi tam yemek yerken aklına gelmişim bu peçeteyide çekmiş :)


                 Seviyorum hayatımda olan her şeyin bir anlamı olmasını. Bu bir peçete olsa bile..



26 Ağustos 2011 Cuma

Haritalar ve Haritalar

Artık biliyorsunuzdur haritaları ne çok sevdiğimi. Daha öncede paylaşmıştım haritalı dekorasyonu. Bu sefer haritalarımız şifonyerler ve valizlerde :) Bana harita olsun, ister küçük bir obje, ister koskocaman bir odanın duvarlarında :)

Burada                                                    Çok yakışmış şifonyere bence :)



                                                   Buda haritalı bir başka örnek



                                                    Gardolap neden olmasınki, gayet hoş :)




                                    Bunlarda valizlerimiz, belki bizi bir gün uzaklara götürmek için..





Bunlarıda eklemeden duramadım :) çok hoşuma gittiler..Arkadaşlar bunlara dekupaj teknigi uygulanmış. Bir ben yapamıyorum zaten :) yani hepsine aynı teknik uygulanmış :)






Burada Buldum

25 Ağustos 2011 Perşembe

Bilmiyorum...

Bu blogu açarken dedimki bak kızım senden hiç bir şey olmucak burda. Yani olucakta, özel şeyler degil. Sıkıntılarını, dertlerini, acılarını ve hüzünlerini saklıcaksın.

Bu gece yeni bir post giricektim ama yok. Yapamıyorum. O zaman bırak git dimi? yazma bir şey, olmadı işte..Bu gece böyle, mutsuz değilim aslında, sadece içimde bir boşluk var.

Uzun uzun dua ettim. Sadece kendim için değil, herkes ve her şey için..rahatlatıyor beni, iyi geliyor. Sanki dünya daha iyi bir yer olabilirmiş gibi, mutsuzluklar, acılar bitebilirmiş gibi ve eminimki bu yazıyı gönderdiğim anda pişman olucam, çünkü acılarımda, mutluluklarım gibi anlıktır benim..Gelir ve giderler...


24 Ağustos 2011 Çarşamba

Kitap Aşkı

Şimdi yaz mevsimindeyiz ama kışın kitap okumak evlerimiz sıcakken bile özellikle yatakta :) kelime düşüklügü var ama neyse..Öyle zordurki, kitabı alırsınız kollarınız, elleriniz üşür. Ben bunu gördüğümde kıştı ve sırf bunun için bir yorganı kesmiştim :) ama malesef öylece kaldı, yapamadım. Şimdi yeniden kış gelicek ve yeniden yapmaya çalışıcam. Arkadaşlar cidden üşüyor insan. Bu sıcaklarda bunu söylemek biraz abes oldu ama :))


                                            Ben tabiki tek kişilik olarak düşünüyorum...


                                            Eldiven gibi. Omzumuza kadar geliyor ve üşümüyoruz..


                                                      İnanın kışın çok işimize yarıcak..

Burada Buldum



22 Ağustos 2011 Pazartesi

Kayıp İlanı ( pardon değişiklik ilanı )

Sevgili Deeptone küçük bir adres değişikliği yapmış. Kaybolmamıştır yani :))

                                          Yeni adresi için http://sadevederin.blogspot.com/




Kitap Kokusu

Genelde artık insanlar kitaplarını internet üzerinden sipariş ediyor. Bu bana uygun bişey değil :) ben bi kitabı almadan önce, uzun zaman kitapçımda dolaşmalıyım, dokunmalıyım. Önce gözlerim, sonra ruhum rahat etmeli.

Çocukluğumdan beri okurum demiştimya. Bana kitap sevgisini aşılayan babamdır. Ne zaman görsem ya bir dergi, ya gazete yada kitap olurdu elinde. O yüzden, abilerimde ablam ve kardeşimde seviyoruz kitap okumayı ve üzerinde tartışmayı.

Sanırım O kitapçıyı ilk keşfettiğimde 13-14 yaşlarındaydım. Minicik, salaş ama tıka basa kitap doluydu :) uzun yıllar ordan aldım, daha sonra bir gün gittiğimde kapanmış olduğunu gördüm ve çok üzüldüm. Meğer hastalanmış kitapçım ve çocuklarıda kapamışlar dükkanını. Sonra yeniden buldum onu, öyle sevindimki :) bu sefer kocaman bir dükkanı vardı ama yine salaş :)

                                         İşte benim çocukluğumun ve şimdimin kitapçısı.


                       Koridorları bile tavana kadar kitap doludur. Öylesine dizilmiştir kitaplar :)


                          Burda çok saatlerim geçmiştir :) kendimi kaybederim gittiğimde, harikadır:)


                                       Kitaplardan içeri girmek bile öyle zordurki. Daha kapıda karşılar sizi :)

Öyle salaştırki, kaç kere söylemişimdir, bigün ben gelip bütün kitapları yerleştiricem diye :) yok yok böyle iyi der :)



Birde alt katı vardır, orasıda tıka basa kitap doludur ama ışığı yanmadığı için korktum ve aşağı inemedim :)



Eğer mümkünse kitaplarınızı kitapçıdan alın derim :) internet üzerinden? yok ben almayayım, seviyorum burayı..

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Blogger En'lerini Seçiyor

Sevgili Bir ince ses bir seçim başlatmış. Sevgili Batının derin mavisi ( deeptone ) ve Sevgili crazywomenrosemary. Beni En akıcı ve En eleştiren olarak seçmişler :) çok ama çok tsk ediyorum..

                           Bende blog dünyasında yeni olmama rağmen En'lerim efendim :)

En iyi tasarım:  layladylay ve Erdi Karadeniz

En güncel:  Deeptone   Dürri-Yekta   Sevda'nın Dünyası

En kendini anlatan:  Mon clementier ve Melange

En akıcı: Deeptone   Baykuş Gözüyle ve Crazywomenrosemary

En güldüren:  Nalanın Hobileri

En aşık: Hiç bilmiyorum

En eleştiren: Bilmiyorum valla

En bilgilendiren: Deeptone

Her türlü soru, istek ve şikayetlerinizi birinceses@gmail.com adresine mail olarak atabilirsiniz. Ayrıca soru sormak için Formspring hesabımı, kısa yorumlarınız için de Twitter hesabımı kullanabilirsiniz. Mim ay sonuna kadar devam edecek ve bayramın ilk günü Blogger N'lerini seçmiş olacak. (Bu kısmı yazdığınız yazıların altına kopyalarsanız çok memnun olurum.)


Bu yazıyı okuyan herkes mimlidir arkadaşlar :) kimseyi ayıramamki, sınıflandıramamda. Herkes kendi alanında iyi bence.


19 Ağustos 2011 Cuma

Hayatıma Anlam Katan Filmler

Aslında hiç böyle bir niyetim yoktu ama bugün bu filmi izleyince, mutlaka ama mutlaka paylaşmalıyım dedim :) Çok uzun zamandır bu kadar kırılgan, bu kadar duyarlı bir film izlememiştim. Başrolde çok sevdiğim Judi Dench ve Maggie Smith, beni benden aldı götürdü..

1936 yılında İngiltere'de bir balıkçı kasabasında yaşayan iki kız kardeşin, sahilde Polonya'lı kemancı bir genci bulmalarıyla değişen hayatlarının hikayesi. İkiside zamanla hayranlık duyarlar bu gence..Filmde öyle sahneler varki. Hem ağlatır, hem hüzün verir hemde insan olmayı öğretir..Ben filmin çekildiği  kasabayıda, müzikleride çok sevdim ayrıca..İzlemenizi çok isterim..

                                             Lavanta Kokulu Kadınlar ( Ladies In Lavender )


                                       Ve Judi Dench ve İris..Bu filmide şiddetle tavsiye ediyorum..


  Apocalypto, bu filmi es geçemem. Mel gibson'ın yönetmenliğini yaptığı bu filmi asla unutamam ve her seferinde büyük bir ilgi ve hayranlıkla izlerim..

                                       
 Bunlarda sıraya aldığım ve büyük bir keyifle tekrar izleyeceğim filmler. İlki Quentin Tarantino ve kült filmi Rezervuar Köpekleri..Diğeride hayranı olduğum Robert de Niro -1994 yapımı Frankenstein..


Gördüğünüz gibi film zevkim çok değişkenlik gösterebiliyor ama kitaplardada öyleyim ben. Şu ara okumaya yeniden başladığım George Orwell-1984 adlı kitabı gibi..


                      Bu arada blog arkadaşlarımın film tavsiyeleride listemde. İzlenicekler mutlaka :)




17 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir Günün Hikayesi

Her gün farklı bir şekilde geçer. Genelde uyandığımda çok somurtkan olurum, kimseyle konuşmam ancak öğleden sonra kendime gelir ve neşelenirim :) Önce bir bahçeye bakarım. Benim geçen sene ektiğim bir çiçeğim var daha doğrusu bir yaprak halinde diktim onu. Geçenlerde bir baktım kıpkırmızı bir çiçek vermiş :) Allahım öyle güzelki. Şimdi üzerinde bir sürü çiçeği oldu..


                                  Adını bilmiyorum bu çiçeğin arkadaşımdan almıştım. Oda bilmiyor...



         Sonra iftar için Hünkar Beğendi yaptım :) birde İskender yaptım ama resmini koymaya utanırım. Çok kötü oldu :((


                     Daha sonra iftarı beklemeden alışveriş merkezine gittik sinemaya. Şirinleri izlemeyi çok istiyordum :) çok keyifliydi. Bütün o ağır kitaplar ve filmlerden sonra öyle iyi geldiki :) çıktığımızda şöyleydik. Lalalal lalala :) yine bir ayakabı aldım ve bluz, ve çantalar çantalar :) Miray'ıma, da   pantolon ayakkabı ve bluz aldık. Mankenim yine Miray'ım oldu :))

                                             Bluzumu öyle sevdimki. Çok rahat ve tam yazlık..




                                       Miray'la ikimiz aynı bluzu çok sevdik ve iki tane aldık :)


           Bu Mirayımın bluz kombini ben kot pantolon ve siyah spor ayakkabı ile denedim hoş oldu..
 
  
                                                       Bob Marley çanta kardeşime aldık..


            Bu çantalarda üçümüzün ama ben pek kullanamıyorum bunları, büyük çanta seviyorum.


                                                            Buda benim ayakkabılarım..


    Ne kadar uzun bir post oldu :) İşte bir günün hikayesi..ve inanın alışverişi sevmiyorum :) onlar vitrinlere bakarken ben kitapçıdaydım :) ve hala burdayım..lalalala lalala..güzeldi...şirinleri seviyorum :))


15 Ağustos 2011 Pazartesi

Basarmısınız :)

Bunu görünce şöyle bir düşündümde basarmıydım acaba? Neden olmasınki? Tmm kitapları seviyoruz ve kitaplıklarımızda güvendeler ama bunlar  ayaklar altına alınmış. Peki siz basarmıydınız?





                                       Yok yok ben basarım, hatta kitaplıgımdada çok iyi durur :)



Burada Buldum

12 Ağustos 2011 Cuma

İlk Mimim :))

Sevgili batının derin mavisi ( deeptone ) beni mimlemiş :) ilk mimim ya, yuppii demek istiyorum :) hemde sorular kolay yerden geldi :) Filmlerrr...

Mim konusu: Çok begendiginiz, izlemekten asla sıkılmayacagınızı düşündügünüz üç filmi ( üçlemeler, üç film olarak sayılıcaktır ) neden bu kadar begendiginizide açıklayarak yazınız..

İlk filmim Esaretin Bedeli Stephen King'in bir öyküsünden yola çıkarak senaryolaştırılan bu filmi inanılmaz begenmiştim. Zaten öyküyü çok önceleri okumuştum. 1994 yapımı bu filmin orjinal adı Shawshank Redemption. Genç başarılı bir banker olan Andy Dufresne karısını ve sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. Pek çok kez televizyondada izledigimiz bu filmi asla unutamam ve ilk aklıma gelen budur. Nedenide çok sevdigim King, Tim robbins ve morgan freeman'dır...



İkinci filmim Kelebek ( papillon ) işin ilginç yanı, bugün bu kitabı tanıtıcaktım :) yıllar önce okudugum bu kitap beni inanılmaz etkilemişti. Daha sonra tamamen tesadüf filminide izlemiştim. Üstelik en sevdigim iki oyuncu vardı..Filmide en az kitabı kadar harikadır..


                                                   buda yeniden okudugum kitabı



Yazarı Henri Charriere ( namı Papillon-Kelebek ) İsimli bir fransızın, gerçek yaşamı anlatılmıştır. İşlemediği bir suçtan ötürü ömür boyu hapse mahkum edilir. Defalarca kaçma girişimi 13 yıl sonra gerçekleşir. Aslen bir yazar degil, bundan başka Banko isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. O kitaptada hapistan kaçtıktan sonra yaşadıklarını anlatır..

Kitaplarım ne kadar benzer konularmış, şimdi farkettim :))

Üçüncü filmimin üzerine söylenecek hiç bir şey yok :) Yüzüklerin Efendisi. En sevdigim kitap ve film üçlemesi. Kitapları okurken hiç bitmesin ve asla filme çekilemez dedigim, çekildigindeyse, istemeden sinemaya gittigim ve hayran kaldıgım..asla unutamadıgım..

Benim Mimlediklerim :) umarım kabul ederler..Sevda, Bahar, Zeynep, Dürri-Yekta, Senorita, Severim deliyi, Erdi Karadeniz..

Ne kadar ciddiye aldıgımıda görün sevgili Deep.. :))

11 Ağustos 2011 Perşembe

Düğün Mevsimi

Kişiye özel tasarımları seviyorum. Hani bir şey alırsınız, bir bakarsınız başkasının üzerindede var veya evinde. Sevmiyorum öyle, kullandığım her şeyin bana ait, sadece benim için üretilmesini isterdim :) ( fazlamı bencilce oldu ) Aslında eminimki, hepimiz böyle bir şey isterdik..Neyse :) tamda düğün zamanı şimdi. Gelinler ve damatlar için, el boyama, kişiye özel kadehler belki bir fikir verebilir diye düşünüyorum..



                                                 Bunlarda çok hoş :)


                   Erkekler çok fazla üzerinde durmaz bu detayların ama hoşlarına gider bence :)              




                                         Bende öğrenicem bu cam boyama işini, karar verdim :)

                       

 
Bunlara çok daha fazla örneklerde ekleyebiliriz ama yapmak isteyenler, bunlardanda feyz alabilirler belki..


Buraya Bakalımmı                            
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...