İstanbul'da yaşayanlar bilirler, bir yerden bir yere gitmek işkencedir bazen, hele de araba yoksa. Bugün minik yeğenimin 3. yaş günüydü, kardeşimle Kadıköy'e geçmemiz lazım ama abla arabayı almıcam dedi. Kocamustafapaşa'dan otobüse bindik, hava gördüğünüz gibi günlük, güneşlik..
Eminönü'ne geldik ve deniz motoruna bindik, hava hala güneşli :)
İstanbul ve hayran olduğum güzelliği..
Kadıköy'e geldik ve yağmur yavaş yavaş yağmaya başladı. Tekrar otobüse bindik. Küçükbakkalköy'e gitmemiz lazım.
Daha otobüsteyken yağmur acaip yağmaya başladı. Neyse geldik nihayet, saat tutmuştuk ve tam 2 saat geçmiş. Koşarak eve girdik, nasıl ıslandık ama anlatamam. Hemen yengem bişeyler verdi üzerimizi değiştirdik. Ve miniğimin doğum günü, her şeyi yengem hazırlamış, pastasını bile o yapmış :)
Doğduğu günü dün gibi hatırlıyorum, kocaman oluyor artık. Öyle tatlı ve güzelki, iyiki doğdun bitanemiz..
Sonra eve dönüş vakti, saat 6'da çıktık yağmur hiç durmadan yağıyor, yengem yalvarıyor nolur gitmeyin, kalın diye ama bizim çıkmamız gerekiyor. Yine aynı işlemlerden geçip, otobüs-gemi-otobüs, saat 9'u geçiyordu evdeydik. Trafik o kadar kötüydü ki, sinir olduk, üşüdük eve yürüdük ve çok ıslandık.
Güneşli başlayan bir gün, sele dönüştü. Hatta maç bile iptal edildi biliyorsunuz :) İstanbul'da bir yerden bir yere gidip gelmek, 5 saatimizi aldı.
Ama seviyorum bu şehri napim :) en azından pazar günü güzel olsun diyelim, mutlu pazarlar hepimize..