Kelebeğin Rüyası

Çok gitmek istediğim bir film değildi sadece Kıvanç'ı merak ediyordum açıkçası. Şimdi bizde şöyle olur, bir filme veya başka bir yere gidilecekse biri elebaşı olur grubu arar ve akşamdan haber verilir. Mesela yarın akşam şu filme gidiyoruz biletleri ayırtıyorum :) ortak karar verilmiştir ve gidilir.
Filmi sevdim mi? Sevdim. Görüntüleri sevdim, dönem filmi olmasını sevdim, mesela Mükellefiyet dönemi, ben insanların zorla maden ocaklarında çalıştırıldıklarını bilmiyordum. Yılmaz Erdoğan'ın bunu perdeye taşımasını çok anlamlı buldum. Mert Fırat çok iyi, Kıvanç kendini aşmış ve Belçim Bilgin'in o rolde olmaması gerektiğini düşündüm. Ama genel olarak sevdim.

Biliyorsunuz hafta sonlarıda çalışıyorum ama bu Pazar günü öğlen sonrası izinliydim. Uzun zamandır hafta sonları kahvaltılarına katılamadığım için bizimkiler beni beklemiş ve saat 1'de kahvaltı yaptık :) annem için biraz zor oldu ama napsın :)
Gerçekten özlemişim bizimkilerle kahvaltı etmeyi.

Hava çok güzeldi kahvelerimizi alıp bahçeye çıktık, minik eklerimiz yanımızda ve gazetelerimiz. Sakin huzurlu bir gündü.

Ve ailemize bir Kediş katıldı henüz ismi yok ama öyle ilginç ki devamlı uyuyor :) Miray'ın kedisi diyoruz şimdilik.

Ve Kahvem...

Günlerin sizi yormadığı, stressiz, sakin ama mutlaka içinde Sevgi olan bir hafta diliyorum...

Hayatın İçinden

Yanılmıyorsam haftada iki yazı giriyorum ve buna bile nasıl zaman bulduğuma şaşıyorum. Üşeniyorum bazen aman diyorum yarın yayınlarsın, yarın oluyor daha sonra diyorum :) ama geçiyor ışık hızıyla zaman. Bir bakıyorum Pazartesi, bir bakıyorum Cuma.

Sevgili Sade ve Derin mimlemişti, hangi şekilde kitap okursunuz diye. Her şekilde okurum ama evde koltuğumda, sessizlik içinde okumayı çok severim. Ayrıca plaj'da da okurum, otobüste de ama rahat edemem.
Mesela koltukta oturarak veya uzanarak.

Mesela masa da okumayı çok severim. Çok rahat ederim nedense :) yazarım, gazete dergi okurum. Ve ne olursa olsun Su mutlaka bulunur yanımda çok Su içerim.

Sonra bu koltuklarda okumayı çok dinlendirici buluyorum, genelde şekilden şekile girerim okurken asla sabit değilimdir :) böyle hanım-hanımcık oturduğuma bakmayın. Yeri gelir koltuktan iner yerde oturur öyle okurum :)

Garip Ruh halleri işte, kitap okurken bile kendini belli eder.
Sevgili Deep'e çok teşekkür ederim Mim için.

Geçenlerde bir telefon geldi, kardeşim iş çıkışı bir tanıdığımız var oraya gel orada olacağız dedi. Neyse akşam gittim, Allahım neler hazırlamış nasıl yorulmuş. Gerçi çok kalabalıktık ama başım döndü bu hazırlıktan, keşke bu kadar zahmet etmeseydin dedik.

Bu arada kardeşimle ilk kez Portakallı ve Ayvalı enginar yaptık. Tadı çok güzeldi ama piştikten sonraki halini fotoğraflamayı unuttum.

Ve yine ilk kez Siyah mat ve siyah parlak ojeyle French denemesi yaptırdık. Nette görmüştük bu renkleri çok hoş oldu.

Kahve olmadan olmaz...

Bütün sıkıntıları, dertleri, istemediğimiz ne varsa geride bırakıp Su gibi akıp giden harika bir hafta sonu geçirelim...

Deniz ve Romantizm

Geçenlerde yabancı blogları geziyorum aradığım bir şey var. Birden bizim Türk bloglardan birine girdim ve aradığımın çok daha güzellerini gördüm. Şehnazca blogunun sahibi Sevgili Şehnaz Hanım.
Bardak Altlıkları evet,  uzun süredir içime sinen, evin konseptine uygun Bardak Altlıkları arıyordum. Allahım ne hoş modeller yapmış blog sahibesi, hepsine baktım ve hemen kendisine Mail attım. Konuştuk anlaştık ve istediğim temayı söyledim. Hediye edicem çünkü, bana desenler gönderdi seçtik ve nihayet elime ulaştı hatta sahiplerini buldu bile :)
Bu Deniz Temalı olan Miray'a yapıldı.  Şehnaz Hanım blogunda da paylaşmış bakarmısınız ne hoşlar :)

Deniz Temalı Bardak Altlıkları

Bu Romantik bardak altlıklarıda kardeşim için.

Romantikmi Romantik

Bu akşam ikisinin evinede uğrayıp fotoğraflarını çektim, çok beğenmişler ve severek kullanıyorlar.
Sevgili Şehnaz'a buradan da çok teşekkür ediyorum. Eğer Dekupaj ve Ahşap işleri ilginizi çekiyorsa bir bakın derim.

Tam yazıyı hazırlıyordum akşam, Miray kendisinin çektiği bu fotoğrafı yollamış. Bende hemen yazıya ilave ettim :) kardeşimde, Mirayım da güle güle kullansınlar.

Bu arada bir  kitap var okudum, arkadaşım getirmişti okuduktan sonra fikrini söyle, ikincisi çıktı veya çıkıyor dedi. Tuhaf Melekler adlı bir kitap, iş yerine götürmüştüm eve bile getirmeden öğle saatlerinde okudum.
Ortalıkta bir sürü Vampir, Kurtadam ve Zombi varken :) birde Dru karakteri çıktı karşımıza. Babası Zombi annesi ölmüş ve 16 yaşında. Sıkılmadan okudum ama sanırım serinin ikincisinde asıl hareket başlayacak.

Haftanın ilk gününü bitirdik, hava çok soğuk, ben çok üşüyorum ama hayat güzel. Nefes almak, gülmek, hayata dair ne varsa iyi veya kötü kabul edip yaşıyorum.
Sıcacık, sevgi dolu bir hafta diliyorum hepinize.

Huzursuz Kız

Bu hafta nasıl geçti, hafta sonuna nasıl geldik bilmiyorum. Ilık esen bir rüzgar gibi geçti-gitti bu hafta.
Yeni bir yaş daha aldık, çalıştık, güldük, kızdık ve hüzünlendik. Hatta bir Aşk gününü bile geçirdik.
Doğum günü pastamla başlayıp devam etti günlerim. Papatya'yı çok sevdiğim için böyle bir sürpriz pasta hazırlatmışlar bizimkiler :) Huzursuz Kıza, ama ben artık pekte huzursuz değilim.

Sonra bir pasta daha...

Akşam hep beraber gidilip yenen bir yemek, sevdiklerimin yanımda olduğu.

Miray'ımın hediyesi.

Ama her şeyden önemliside akşam işten eve gelipte bu paketle karşılaşmak. Sevgili Gecem bana taa uzaklardan doğum günümü hatırlayıp bu hediyesini göndermiş. Hele yazdığı notları okuyunca hem güldüm hemde ağladım.

Bugün işten gelince hemen kahve yaptım ve iki tane biri benim biri Gecem için. Canım buradan da sana çok teşekkür ediyorum, güzel kardeşim benim.

Bütün bir hafta yok tabi bu yazımda, kısa cümleler ve anlık olaylar var. Koskoca bir hafta ya neleri sığdırıyoruz dimi? ne çok şey ve ne çok yaşanmışlık.
Geçiyor günler acıtarak, güldürerek geçiyor işte.
Hafta sonunda yine çalışacağım için, sizlere keyifli, sıcacık, bol kahkahalı ve içinde Sevgi olan bir hafta sonu diliyorum.

Bugün Benim Doğum Günüm

Sabahın bu saatinde ilk kez yazı yayınlıyorum. Gerçi her gün saat 7'de kalkıp sekize çeyrek kala evden çıkıyorum. Şimdi giyinip yavaş yavaş çıkmam lazım.

Şubat ayını bu yüzden belki de çok sevmem, kış çocuğuyum hep derim ya. Soğuk mevsimin sıcak kalbini taşıyorum.

Bu saatte yayınlamazdım belki de uyandığımda mesajları telefonumda görmeseydim :) birde sevgili Gecem mesaj atmış bana canım benim çok teşekkür ederim.Biraz önce de Sevgili Çalıkuşum'un yazdığı yorumu okudum, unutmamışsın çok teşekkür ederim. Sabah sabah ağlamadan evden çıksam iyi olucak.

Kiminiz kahvaltı ediceksiniz şimdi, kiminiz işe gidiceksiniz veya evdesiniz. Nerde olursanız olun bu Salı gününü mutluluk, huzur ve yüzünüz gülerek geçirin.

Fotoğraf olmadan yazmak garip geldi ama bu sefer böyle olsun :)

Hansel ve Gretel

Aslında aylardır beklediğim bir filmdi gittik Çarşamba akşamı. Çocukluğumuzun o Hansel ve Gretel karakterleri büyümüş ve cadı avcılarına dönüşmüş. Çokça aksiyon, efektler keyifli zaman geçirmek için iyi bir film. Ama filmden çıkınca ne kadarı aklınızda kalıyor o meçhul :)

Filmden erken çıkınca halı bakmaya gittik ve English Home'da bulduk hemen eve gelip serdik. taşındığımızdan beri evde halı yoktu :) Evin genel havasına uydu gibi ama biraz küçük sanırım.

Home tv yi bilirsiniz oradaki yemek programlarını çok izleriz kardeşimle. Ben Anthony Bourdain, kardeşim Jamie ile 30 dakikayı sever. Neyse geçenlerde onun yemek kitabını bulup aldık. Kardeşim denemelere başladı bile :)

Biliyorsunuz koltuk için bir battaniye örmüştüm. Annemde kendisi için ördü bir tane, rengini annem istedi çünkü benim aksime annem bariz renkli sever. Kendi oturduğu köşede kullanıyor şimdi :)

Yarın izin günüm ve sabah erkenden arkadaşımla buluşup güzel bir gün geçirmeyi düşünüyoruz. Bakalım neler olur artık :)
Şahane sürprizlerin sizleri beklediği güzel bir hafta sonu diliyorum şimdiden.

İç Dökme

Geçen akşam Mirayım kardeşim ve ben üçümüz kararlaştırdık, başka kimse olmasın dedik ve dertleşelim. İşten geldikten sonra yemeğimizi yedik ve kardeşim bir şeyler hazırladı oturduk masaya.
Ve konuştuk çok uzun zamandır bunu yapmamıştık. İçimizi döktük, güldük ağladık. Terapi oldu bize, çok iyi geldi. Sevdiğimiz, güven duyduğumuz insanlarla bir arada olmak kendini rahat hissetmek kadar güzel bir şey yok.

Dün akşam da Malzemeleri hazırlamıştık, ilk kez Tiramisu yaptık. Mascarpone peynirini bulmak biraz zor oldu onun için erteliyorduk, neyse bulduk ve yaptık :)

Ve sonuç gerçekten güzel oldu, bu zamana kadar neden hazır yedik anlamıyorum. İnsanın kendi yaptığı çok daha iyi oluyormuş.

Herkes bana şunu soruyor, İyimisin? evet iyiyim Allaha şükür. Hatta şimdi bu yazımı hazırlarken çok sevdiğim bir arkadaşım aradı. Aslı iyimisin dedi :)  güzel her şey.

İşten geldim yemeğimi yedim, kahvemi yaptım ve sizleri okumak için hazırım artık.

Ben bu hafta sonuda çalıştığım için, Pazartesi sendromum olmuyor :)
Hepinize çok mutlu, içimizi dökebileceğimiz dostlarımızın yanımızda olacağı bir hafta diliyorum.