Yeni Yıl geldi, bu akşam hepimiz de bir telaş, bir heyecan. Evde olacağız biz, bu akşam ilk kez kalabalık olmadan bir Yılbaşı geçiricez, Annem, Ablam, Kardeşim ve Ben :)
Gerçi Yeni Yıldan her sene olduğu gibi çok şeyler bekliyoruz ama ben hayırlısı diyorum artık.
Sevdiklerimizin yanımızda olduğu, sağlıklı olduğumuz, sevgi ve Aşk'ın hep olduğu çok mutlu bir Yıl diliyorum.
İnşallah çok keyifli bir gece geçirirsiniz, biz Tv izleyerek geçiricez bu akşamı :)
Mutlu Yıllar...
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
31 Aralık 2013 Salı
23 Aralık 2013 Pazartesi
Renkli Günler
Nerdeyse her güne bir ad vereceğim, güzel günler, renkli günler, sevgi dolu günler :) Allaha şükür günler güzel geçiyor.
Portakal'dan mumluğumu bilirsiniz geçen senede bir sürü yapmıştım, her portakalı yer kabuğunu mumluk yapar pencere önlerine koyarım. Dün akşam da bir tane Portakal yiyince hemen mumluk yaptım, görüntüsünü seviyorum.
Malum yeni yıl yaklaşıyor, kardeşimin ofiste çekiliş yapılmış ve hediye aldık abla sen süslermisin dedi. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım. Keçeden minik Bannırlar ayrıca iki kalp yaptım ve kınnap ipi ile bağladım. Böyle bir paket oldu.
Bu arada geçen hafta iki sergiye gittik arkadaşımla. Biri Özbek Minyatür sanatçısı Jahongir Ashurov'un Eminönü'ündeki Minyatür Eserler adlı sergisi. Diğeride İş Bankasının Müzesi.
Minyatür Sanatı çok ilgimi çeker ve üzerine kitaplar okumuşumdur.
Ve elbette dün pazardı ve bizim kalabalık kahvaltımız çok neşeli geçti.
Kahvaltı sonrası içilen kahveler, nede olsa onsuz olmuyor :)
Bunun dışında işten çıktığımdan beri nerdeyse her gün dışardayım, sanki çalışıyor gibiyim :) gerçekten evi özlüyorum ve bu hafta bir kaç alışveriş ve doktor dışında evde olmayı istiyorum.
Sıcacık evlerimizde mutlulukla geçireceğimiz günler diliyorum hepimize...
Portakal'dan mumluğumu bilirsiniz geçen senede bir sürü yapmıştım, her portakalı yer kabuğunu mumluk yapar pencere önlerine koyarım. Dün akşam da bir tane Portakal yiyince hemen mumluk yaptım, görüntüsünü seviyorum.
Malum yeni yıl yaklaşıyor, kardeşimin ofiste çekiliş yapılmış ve hediye aldık abla sen süslermisin dedi. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım. Keçeden minik Bannırlar ayrıca iki kalp yaptım ve kınnap ipi ile bağladım. Böyle bir paket oldu.
Bu arada geçen hafta iki sergiye gittik arkadaşımla. Biri Özbek Minyatür sanatçısı Jahongir Ashurov'un Eminönü'ündeki Minyatür Eserler adlı sergisi. Diğeride İş Bankasının Müzesi.
Minyatür Sanatı çok ilgimi çeker ve üzerine kitaplar okumuşumdur.
Ve elbette dün pazardı ve bizim kalabalık kahvaltımız çok neşeli geçti.
Kahvaltı sonrası içilen kahveler, nede olsa onsuz olmuyor :)
Bunun dışında işten çıktığımdan beri nerdeyse her gün dışardayım, sanki çalışıyor gibiyim :) gerçekten evi özlüyorum ve bu hafta bir kaç alışveriş ve doktor dışında evde olmayı istiyorum.
Sıcacık evlerimizde mutlulukla geçireceğimiz günler diliyorum hepimize...
16 Aralık 2013 Pazartesi
Haberler
Soğuklarla birlikte daha çok ev hayatına adapte olduk, bir de benim gibi Ev'i seviyorsanız hiç çıkmak istemiyorsunuz. Gerçi hasta olmamın en büyük sebebi hep dışarda olmak olsada Ev gibisi yoktur. Her Kış bir kez hasta olurum ve bir ay falan sürer. Neyse yavaş yavaş geçicek artık.
Pazar günü Miray'ın evinde kahvaltıdaydık, çok güzel bir kumaş almıştım ona Runner diktirdim ve Pazar günü götürdüm.
Kumaşı kestim ve elde dikmeye başladım ama baktım kenarları içime sinmedi arkadaşa götürdüm ve dikti sağolsun.
Bu yazıyı hazırlamamın diğer sebebi Sevgili Baykuş Gözüyle arkadaşımın ağbisinin açmış olduğu siteyle ilgili. Takıfoni sitesine mutlaka bakmanızı rica ederim. Son derece zarif ve şık tasarımlar.

Bir diğer neden de Sevgili Aysun Yağmurun Modası'nın harika yılbaşı çekilişi ile ilgili. Aysun çeşitli yeni yıl kombinleri belirleyip bunlardan birini seçin sizindir diyor ve bende katıldım. benim kombinim bu oldu çok beğendim.
.jpg)
Şimdi hemen kahvemi alıyor ve sizleri okumayı başlıyorum. Arkadaşlar bu soğuk günlerde lütfen kendinize çok dikkat edin olur mu?
Mutlu bir haftaya başlangıç yapmayı hepimiz için istiyorum ve çalışan herkese de kolaylıklar diliyorum...
11 Aralık 2013 Çarşamba
Kestane Kebap
Bu sabah bir kalktım her yer Kar :) sevdiğim Kış ayına girdik ve Kar bile yağıyor.
Öğle sonrası evinde soba olduğunu bildiğim bir tanıdığa gittik. Giderken hazırlıklıyım tabi Kestane'de aldım :) Sağolsun hemen sobaya koydu ve yedik.
Ben çocukken evimizde soba vardı, onun o sıcaklığını öyle severdimki, yanında kocaman bir minderim vardı ve onun üzerinde oturur kitabımı okurdum. Gerçekten soba sıcaklığını çok özlüyorum.
Kış geldimi biz mutlaka Boza içmeye gideriz, bir alışkanlık haline geldi bu :) elbette Vefa bozacısı.
Geçen akşam Ataköy'de gittiğimiz bir yerde Kavanoz'da Muhallebi yedik çok güzeldi. Bunu bende denicem :)
Bu arada ben işten ayrıldım daha doğrusu bir, bir buçuk ay gibi evdeyim. O yüzden hobilerimle ilgilenebileceğim artık ve daha çok kitap okuyabileceğim. Hatta sizleri daha çok okuyacağım bu da beni çok sevindiriyor.
Şimdi Kar yağıyor artık ve hava çok soğuk. Ben hep derim ya içimiz sıcacık olsun önemli olan o.
Öğle sonrası evinde soba olduğunu bildiğim bir tanıdığa gittik. Giderken hazırlıklıyım tabi Kestane'de aldım :) Sağolsun hemen sobaya koydu ve yedik.
Ben çocukken evimizde soba vardı, onun o sıcaklığını öyle severdimki, yanında kocaman bir minderim vardı ve onun üzerinde oturur kitabımı okurdum. Gerçekten soba sıcaklığını çok özlüyorum.
Kış geldimi biz mutlaka Boza içmeye gideriz, bir alışkanlık haline geldi bu :) elbette Vefa bozacısı.
Geçen akşam Ataköy'de gittiğimiz bir yerde Kavanoz'da Muhallebi yedik çok güzeldi. Bunu bende denicem :)
Bu arada ben işten ayrıldım daha doğrusu bir, bir buçuk ay gibi evdeyim. O yüzden hobilerimle ilgilenebileceğim artık ve daha çok kitap okuyabileceğim. Hatta sizleri daha çok okuyacağım bu da beni çok sevindiriyor.
Şimdi Kar yağıyor artık ve hava çok soğuk. Ben hep derim ya içimiz sıcacık olsun önemli olan o.
20 Kasım 2013 Çarşamba
Geçen Günlerin Kısa Hikayesi
Şimdi ben nasıl başlayacağım hep böyle oluyor. Ara veriyorum ama sizlerden kopmadan tabi, sonrada yeni yazıya nasıl başlıcam diye düşünüyorum.
Bu kadar ara verince haliyle yapılmış bir sürü şey oluyor. Mesela Tolga Çevik'in Arkadaşım Hoşgeldin adlı oyununa gittik. Ablam çok sever, ben televizyonda izlemeyi tercih ederim.
Mesela Büyükada'ya gittik kahvaltı etmeye, Adaları çok seviyorum o bozulmamış görüntüleri çok hoşuma gidiyor.
Biliyorsunuz çalıştığım için hafta sonu kahvaltılarımız olmuyor artık ama izin günümü bir Pazar'a kaydırınca yapabildik.
Mesela Benim Dünyam filmine gittik ve Beren Saat'in çocukluğunu oynayan Melis Mutluç'u çok beğendim. Onun dışında bilmiyorum biraz amatörce yapılmış bir film gibi geldi bana. İzleyen arkadaşlarımında ortak görüşü bu yönce.
Ama Gittiğimiz Thor filmini çok beğendim.
O kadar çok şey var ki anlatmak istediğim ama bir seferde olmuyor hepsi. Bir başlangıç yapayımda daha sonra yazılarımıza devam ederiz :)
Unutmadan Yine Ada'da içtiğimiz kahve ile son vereyim yazıma :)
Hatta şimdi kahvemi yapayım ve sizleri keyifle okuyayım.
Soğuk günler geldi yeniden, dışarının soğukluğuna aldırmadan içimizi hep sıcak tutalım diyorum ben...
Bu kadar ara verince haliyle yapılmış bir sürü şey oluyor. Mesela Tolga Çevik'in Arkadaşım Hoşgeldin adlı oyununa gittik. Ablam çok sever, ben televizyonda izlemeyi tercih ederim.
Mesela Büyükada'ya gittik kahvaltı etmeye, Adaları çok seviyorum o bozulmamış görüntüleri çok hoşuma gidiyor.
Biliyorsunuz çalıştığım için hafta sonu kahvaltılarımız olmuyor artık ama izin günümü bir Pazar'a kaydırınca yapabildik.
Mesela Benim Dünyam filmine gittik ve Beren Saat'in çocukluğunu oynayan Melis Mutluç'u çok beğendim. Onun dışında bilmiyorum biraz amatörce yapılmış bir film gibi geldi bana. İzleyen arkadaşlarımında ortak görüşü bu yönce.
Ama Gittiğimiz Thor filmini çok beğendim.
O kadar çok şey var ki anlatmak istediğim ama bir seferde olmuyor hepsi. Bir başlangıç yapayımda daha sonra yazılarımıza devam ederiz :)
Unutmadan Yine Ada'da içtiğimiz kahve ile son vereyim yazıma :)
Hatta şimdi kahvemi yapayım ve sizleri keyifle okuyayım.
Soğuk günler geldi yeniden, dışarının soğukluğuna aldırmadan içimizi hep sıcak tutalım diyorum ben...
21 Ekim 2013 Pazartesi
5 Gün
Beş gün su gibi akıp gitti ve Cumartesi işe başladım bile. Yoğundu her bayram olduğu gibi herkes bize geldiği için kalabalıktık. Yemekler hazırlandı sohbetler edildi bayramlaşıldı ve bitti gitti.
Hep diyordumki bayramda yatıcam hiç kalkmıcam, eh tabiki olmadı :)
Baçemizde erik ağacı var yazın onları topluyor ve içecek haline getiriyoruz. Gelenlere ikram etmek için yaptım birde rondodan geçiriyorum daha yoğun oluyor.
Rengine bakarmısınız doğanın kendi rengi ne kadar güzel.
Sonra kek yaptım :) uzun bir süre hamurişlerine ara vermiştim ama dayanamadım :)
Meyvelerle servis yaptım ama ben fazla abarttım üç dilim yedim sanırım :)
Ve İki Şehrin Hikayesi, yıllar önce okuduğum bu kitabı yeniden okumaya başladım.
Geçiyor günler bir sürü olay oluyor iyi veya kötü ama geçiyor işte.
Önemli olan geçen günlerin farkında olmak ve sağlık.
Bayram sonrası bu günlerde hayatımız hep sağlıklı olsun ve yüzlerimiz gülerek geçsin...
Hep diyordumki bayramda yatıcam hiç kalkmıcam, eh tabiki olmadı :)
Baçemizde erik ağacı var yazın onları topluyor ve içecek haline getiriyoruz. Gelenlere ikram etmek için yaptım birde rondodan geçiriyorum daha yoğun oluyor.
Rengine bakarmısınız doğanın kendi rengi ne kadar güzel.
Sonra kek yaptım :) uzun bir süre hamurişlerine ara vermiştim ama dayanamadım :)
Meyvelerle servis yaptım ama ben fazla abarttım üç dilim yedim sanırım :)
Ve İki Şehrin Hikayesi, yıllar önce okuduğum bu kitabı yeniden okumaya başladım.
Geçiyor günler bir sürü olay oluyor iyi veya kötü ama geçiyor işte.
Önemli olan geçen günlerin farkında olmak ve sağlık.
Bayram sonrası bu günlerde hayatımız hep sağlıklı olsun ve yüzlerimiz gülerek geçsin...
14 Ekim 2013 Pazartesi
Yeni Bir Bayram
İki ay geçip gitti eskiden acaba haftada birmi yazacağım der ve üzülürdüm. Şimdi bayramdan bayrama yazıyorum. Tabiki böyle olmayacak kısa bir süre sonra eski tempomda yazacağım artık.
İnanın hepinizi çok özledim, sizleri okumayı neler yapıyorsunuz öğrenmeyi çok istiyorum dolayısıyla bu bayram izni buna vesile olacak.
Arkadaşlar ben bayram dileğimi kısa tutup sizleri okumak istiyorum :)
Sevdiklerinizle geçireceğiniz mutlu, sağlıklı, çok eğleneceğiniz ve dinleneceğiniz bir bayram diliyorum.
Hepimizin Kurban Bayramı mubarek olsun...
7 Ağustos 2013 Çarşamba
Ramazan Bayramı
Çocukluğumun Şeker bayramı geldi, ne çok severdim bayramları en güzel kıyafetlerimizi giyip büyüklerin elini öpmeye gider ve içten içe ne kadar harçlık vericekler acaba diye düşünürdük :) ablamla ikimizin minik çantaları vardı eve gelince çıkarır paralarımızı sayar ve canımız ne istiyorsa alırdık :)
Güzel zamanlardı. Şimdi çocuklar bizim yaşadığımız duyguları yaşıyorlarmı diye merak ediyorum. Çok karamsarım bu konuda eski değerlerin, güzelliklerin devam etmesini çok isterdim-isterim-istiyorum.
Biliyorsunuz hala fotoğraf ekleyemiyorum ama bu sizinle bayramlaşmama engel olmamalı. İlk kez fotoğrafsız bir yazı ama napalım böyle olsun bir seferlik.
Herkesin sağlıkla, mutlulukla, huzurla, neşeyle geçirebileceği bir bayram diliyorum. Ve nolur küçük şeylere takılmayıp olabildiğince yüzümüz gülsün. Hayırlı bayramlar hepimize :)
28 Temmuz 2013 Pazar
Rahatlık
Bugün Pazar ve ben evdeyim, şahane bir şeymiş :) nerdeyse 7 aydır ilk kez bir pazar tüm gün çalışmıyorum.
Yazı hazırlamak istiyordum ama maalesef istediğim fotoğrafları bir türlü açamadım. Neden böyle oldu bilmiyorum :( bu fotoğrafıda mailimden aldım nasıl açabildiğimi inanın bilmiyorum. Neyse ben zaten sizleri okumak istiyorum daha sonra bahçede ( sandalyeleri boyuyorum ) işlerim var, sonrada biraz yatarak iftara kadar zaman geçiricem.
Geçen akşam büyük ablamlara gitmiştik onların tanıdıklarının kızı kağıt katlama sanatıyla uğraşıyor. Bakarmısınız ne kadar güzeller, bende bir tanesini aldım. Kalemlik olarak kullanıyorum. İnternette araştırdığımda inaılmaz güzellerini görmüştüm çok ilgi çekici.
Şu bir fotoğrafı yükleyene kadar deli oldum :( neyse uğraşmıcam artık.
İnşallah bu Pazar gününüz güzel sürprizlerle dolu, huzurlu ve rahat geçsin...
Yazı hazırlamak istiyordum ama maalesef istediğim fotoğrafları bir türlü açamadım. Neden böyle oldu bilmiyorum :( bu fotoğrafıda mailimden aldım nasıl açabildiğimi inanın bilmiyorum. Neyse ben zaten sizleri okumak istiyorum daha sonra bahçede ( sandalyeleri boyuyorum ) işlerim var, sonrada biraz yatarak iftara kadar zaman geçiricem.
Geçen akşam büyük ablamlara gitmiştik onların tanıdıklarının kızı kağıt katlama sanatıyla uğraşıyor. Bakarmısınız ne kadar güzeller, bende bir tanesini aldım. Kalemlik olarak kullanıyorum. İnternette araştırdığımda inaılmaz güzellerini görmüştüm çok ilgi çekici.
Şu bir fotoğrafı yükleyene kadar deli oldum :( neyse uğraşmıcam artık.
İnşallah bu Pazar gününüz güzel sürprizlerle dolu, huzurlu ve rahat geçsin...
19 Temmuz 2013 Cuma
Hayat Böyle
Ne yapayım hayat böyle işte yazıcam deyip yazamıyorum, ama yinede uzak kalmam imkansız blogtan. Hep diyorumya yazmasamda sizleri okumaya çalışıyorum çünkü seviyorum :)
Ramazan ayı geldi bugün 11. gün yanılmıyorsam, gayet güzel gidiyor huzur dolu her şey. Arada olan aksilikleri saymıyorum olur böyle şeyler diyorum.
Çalışıyorum, iftar açıyorum, sinemaya gitmeye çalışıyorum, kitap okuyorum ve daime hareket halindeyiz. Hiç boş zaman yok çok şaşırtıcı. Geçen akşam Kadırgalı'ya gittik iftar için, kuru fasulyesi harikadır inanın.
Kitapçıya uğrayıp Klon adlı bir kitap aldım konusu çok ilgimi çekti. 17 yaşındaki kızının tecavüz edilip öldürüldüğünü öğrenen bir babanın ( kendisi doktor ve klonlama işinde uzman ) kızının katilini bulmak için verdiği akılalmaz çabayı anlatıyor.
Aynı akşam sinemaya Maskeli Süvari'yi izlemeye gittik, Deep yine harikaydı çok eğlendik.
Bu çok beğendiğimiz çerçeve ve deniz fenerini aldık Miraya, yastıklarıyla çok uyumlu oldu :)
Eh buda iftar sonrası pencere önü kahvem :)
Hayatın koşturmacası içinde minicik kareler bunlar. Oysa madalyonun arka yüzü hem çok karışık hemde fazla yoğun. Ama Allaha şükrediyorum sağlığım yerinde, çevremde sevdiğim insanlar var, kendime ait özel alanlarım, hobilerim zevklerim var.
Benim için gülen yüzler çok önemli, bir insanın yüzü gülüyorsa, hayata asık yüzle karamsar bakmıyorsa çok mutlu oluyorum. O zaman yine yüzümüzün güldüğü günler dileyelim, hem kendimiz, hem herkes, hemde dünyamız için. Biraz geç belki ama Ramazan ayımız mübarek olsun...
Ramazan ayı geldi bugün 11. gün yanılmıyorsam, gayet güzel gidiyor huzur dolu her şey. Arada olan aksilikleri saymıyorum olur böyle şeyler diyorum.
Çalışıyorum, iftar açıyorum, sinemaya gitmeye çalışıyorum, kitap okuyorum ve daime hareket halindeyiz. Hiç boş zaman yok çok şaşırtıcı. Geçen akşam Kadırgalı'ya gittik iftar için, kuru fasulyesi harikadır inanın.
Kitapçıya uğrayıp Klon adlı bir kitap aldım konusu çok ilgimi çekti. 17 yaşındaki kızının tecavüz edilip öldürüldüğünü öğrenen bir babanın ( kendisi doktor ve klonlama işinde uzman ) kızının katilini bulmak için verdiği akılalmaz çabayı anlatıyor.
Aynı akşam sinemaya Maskeli Süvari'yi izlemeye gittik, Deep yine harikaydı çok eğlendik.
Bu çok beğendiğimiz çerçeve ve deniz fenerini aldık Miraya, yastıklarıyla çok uyumlu oldu :)
Eh buda iftar sonrası pencere önü kahvem :)
Hayatın koşturmacası içinde minicik kareler bunlar. Oysa madalyonun arka yüzü hem çok karışık hemde fazla yoğun. Ama Allaha şükrediyorum sağlığım yerinde, çevremde sevdiğim insanlar var, kendime ait özel alanlarım, hobilerim zevklerim var.
Benim için gülen yüzler çok önemli, bir insanın yüzü gülüyorsa, hayata asık yüzle karamsar bakmıyorsa çok mutlu oluyorum. O zaman yine yüzümüzün güldüğü günler dileyelim, hem kendimiz, hem herkes, hemde dünyamız için. Biraz geç belki ama Ramazan ayımız mübarek olsun...
6 Temmuz 2013 Cumartesi
Denizin Getirdikleri
Artık ara vermicem demiştim ama yine bir hafta geçmiş :) yoğunluk işte yapıcak bir şey yok.
Tüm koşturmacaların içinde Mirayımın çok istediği yastıkları yapabildim. Modeli zaten nette vardı, ben yanılmıyorsam 3-4 metre iki ayrı renk kumaşı 4 liraya aldım. Terzide üçer taraflarını diktirdim geri kalan her şeyi ben yaptım.
Önce basit bir balık çizdim, keçenin üzerine koyup kestim ve dikilen yastığın üzerine içlerine elyaf koyarak diktim. Bu yastıklardan 4 tane yaptım...
Balıklarım çok basit oldu tabi :)
Bitmişleri böyle oldu, hem Laciver hem Krem rengi yaptım. Ayrıca minik balıklar keserek içlerini doldurup rafya ile bağlayıp düğmeyle tutturdum...
Evin hem rengine hemde dekorasyona çok uyumlu oldu.
Bunlar büyük olanlar, ayrıca bir küçük birde uzun yaptım :) küçük olana Çapa, uzun olanada netten bakarak bir yelkenli yapmaya çalıştım :) inanın yaparken hiç gülmüyordum çok el oyalayıcı bu işler. yelkenli olan yastığın üzerine yine minik bir yelkenli yaparak rafya ile bağladım.
Evde bir kaç fotoğrafını çektikten sonra Miraya götürdüm ve orada fotoğrafladım. Çok çok beğendi gerçi herkes beğendi hatta satışını yaparmısın dediler :) yok dedim :)
Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere ben Mavi renge fena takmışım :) birde denizi çok özledim...
Yaptığım ne olursa olsun beğenilince çok mutlu oluyorum, sanırım hepimiz öyleyiz.
Bugün yine Cumartesi işten geldim bu akşam evdeyim artık, inşallah yani :) hepinizi okumak istiyorum.
Serin rüzgarların saçlarımızı okşadığı, deniz esintisini yüzümüzde hissedeceğimiz, tasasız kahkahalar atacağımız yaz günleri diliyorum hepimize...
Tüm koşturmacaların içinde Mirayımın çok istediği yastıkları yapabildim. Modeli zaten nette vardı, ben yanılmıyorsam 3-4 metre iki ayrı renk kumaşı 4 liraya aldım. Terzide üçer taraflarını diktirdim geri kalan her şeyi ben yaptım.
Önce basit bir balık çizdim, keçenin üzerine koyup kestim ve dikilen yastığın üzerine içlerine elyaf koyarak diktim. Bu yastıklardan 4 tane yaptım...
Balıklarım çok basit oldu tabi :)
Bitmişleri böyle oldu, hem Laciver hem Krem rengi yaptım. Ayrıca minik balıklar keserek içlerini doldurup rafya ile bağlayıp düğmeyle tutturdum...
Evin hem rengine hemde dekorasyona çok uyumlu oldu.
Bunlar büyük olanlar, ayrıca bir küçük birde uzun yaptım :) küçük olana Çapa, uzun olanada netten bakarak bir yelkenli yapmaya çalıştım :) inanın yaparken hiç gülmüyordum çok el oyalayıcı bu işler. yelkenli olan yastığın üzerine yine minik bir yelkenli yaparak rafya ile bağladım.
Evde bir kaç fotoğrafını çektikten sonra Miraya götürdüm ve orada fotoğrafladım. Çok çok beğendi gerçi herkes beğendi hatta satışını yaparmısın dediler :) yok dedim :)
Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere ben Mavi renge fena takmışım :) birde denizi çok özledim...
Yaptığım ne olursa olsun beğenilince çok mutlu oluyorum, sanırım hepimiz öyleyiz.
Bugün yine Cumartesi işten geldim bu akşam evdeyim artık, inşallah yani :) hepinizi okumak istiyorum.
Serin rüzgarların saçlarımızı okşadığı, deniz esintisini yüzümüzde hissedeceğimiz, tasasız kahkahalar atacağımız yaz günleri diliyorum hepimize...
30 Haziran 2013 Pazar
Uzun Zaman Sonra
Ne çok zaman geçmiş neden bu kadar ara vermişim bilmiyorum. Yaşadığımız olaylar, Ülkemizin içinde bulunduğu durum, hayat koşturması, isteksizlik, bitkinlik, iş yerinde çok yorulmam, sıcaklar, erkenden yatmak, kalabalık aile olmanın getirdiği yoğunluk ve sorunlar o kadar çok şey sayabilirimki ama hiç biri bahane olmaz.
Sizleri arada girip okuyordum ama yazmaya vaktim yoktu inanın. İnşallah gelmişimdir, dönmüşümdür :) bir sürü şey yaptık ama Cuma izin günümdü ve arkadaşlarım bana geldi kahvaltıya. Bu fotoğraflarla bir giriş yapıp ısınalım ve inşallah artık her gün burada olurum.
Mavi-Beyaz hazırlamak istedim masayı ve elimden geldiğince bir şeyler hazırladım. Gerçi konumuz Taksim olaylarıydı ama arada çok güldüğümüz konularıda paylaştık tabi :)
Kedi dili pastada yaptım fena olmadı ve Mavi vazgeçilmezim tabiki.
Bu arada kağıtta kekte yaptım göya Cupcake olucaktı ama yine beceremedim. Krem şantinin içine mavi gıda boyası karıştırıp süslemesini yaptım tadı çok güzeldi görüntü olmadı.
Ayrıca yastık diktim ve yakın zamanda paylaşıcam hoş oldu bence. Ve kitaplar ve filmler onlar devam ediyor tabiki.
Birazdan hepinizi dolaşıp neler oluyor okumak istiyorum. Gerçekten özlemişim hepinizi...
Barış, mutluluk ve sağlığımızın hep olduğu ve hep güldüğümüz, içimizi ısıtıp bizi mutlu eden haberler aldığımız bir hafta diliyorum hepinize...
4 Haziran 2013 Salı
Ülkemi Seviyorum
Bu güzel Ülkenin insanlarıyız ve sahip çıkmak zorundayız. çok sevdiğim, gölgesinde dinlendiğimiz, meyvelerini yediğimiz, nefes aldığımız, tek bir tanesinin zarar görmesine bile dayanamadığım Ağaçlar, bir milletin kendine gelmesine neden oldu. Ayrıca hiç kimse kendi Vatandaşına eziyet etmemeli, dayatmalarda bulunmamalı ve Ağaçlara dokunmamalı. Yasak denilen şey olmamalı hayatımızda.
Kaç akşamdır Taksim ve Vatan Caddesindeyiz, bu durumlar yaşanırken evde oturmak olmuyor...
Bütün mesele bu hepimiz gibi bende Güzel Ülkemi çok seviyorum...
Kaç akşamdır Taksim ve Vatan Caddesindeyiz, bu durumlar yaşanırken evde oturmak olmuyor...
Bütün mesele bu hepimiz gibi bende Güzel Ülkemi çok seviyorum...
27 Mayıs 2013 Pazartesi
Stephen King
İlk kitabını okuduğumda 14 yaşındaydım, içimde korku adına ne varsa o tetiklemişti. İlk kitaptan sonra bırakamadım zaten her yeni çıkan kitabını büyük bir merakla bekledim, aldım ve okudum. Son iki üç senedir okumuyordum ama geçen haftalarda yeni bir kitabını daha aldım 816 sayfalık kitabını öyle büyük bir hızla okudumki sonlara doğru bitmesini istemediğim için ara vererek okumak zorunda kaldım :)
Kitap 2011 yılında yaşayan eşinden boşanmış bir ingilizce öğretmeninin geçmişe açılan bir kapı bulması ve Amerika başkanı Kennedy'nin suikastini önlenmeye çalışmasını ve orada Aşkı bulmasını anlatıyor. Geçmişe yapılan her yolculuğun günümüz tarihini nasıl değiştirdiğinide görüyoruz bu arada. İşin ilginç yanı geçmişte kaç yıl kalırsa kalsın bu tarafa döndüğünde sadece 2 dakika geçmiş olması.
King bu romanı 30 yıl önce ilk romanı olarak yazmayı düşünmüş ama iyice araştırma yapmak için beklemiş hatta Kennedy'nin öldürüldüğü Dallas'a ve ateş edilen daireye bile gitmiş.
King zaten benzersiz bir yazar bana göre, kendi alanının dışına çıkmış bu romanıyla. Çok büyük ilgiyle okudum umarım sizlerde seversiniz, çünkü korku yazarı denip geçiliyor kesinlikle ilgisi yok.
Bu arada kahvesiz olmaz, hele sevdiğiniz biriyle içtiğiniz kahve gibisi yoktur :)
Arkadaşlar bu arada BBM Blogstar seçmelerine çok az kaldı henüz haberiniz yoksa lütfen bir bakın ve bu güzel mahalleye üye olun. Daha fazla blog tanımak yeni insanlarla tanışmak için hepinizi üye olmaya davet ediyorum. Bakalım bu sene Blogstarımız kim olucak, çok sevdiğim bir sürü arkadaşım var bende merakla bekliyorum. Bu adresten ulaşabilirsiniz. BLOGSTAR SEÇMELERİ...
Stressiz, endişesiz, gülerek ve Sevgiyle dolu bir hafta diliyorum...
Kitap 2011 yılında yaşayan eşinden boşanmış bir ingilizce öğretmeninin geçmişe açılan bir kapı bulması ve Amerika başkanı Kennedy'nin suikastini önlenmeye çalışmasını ve orada Aşkı bulmasını anlatıyor. Geçmişe yapılan her yolculuğun günümüz tarihini nasıl değiştirdiğinide görüyoruz bu arada. İşin ilginç yanı geçmişte kaç yıl kalırsa kalsın bu tarafa döndüğünde sadece 2 dakika geçmiş olması.
King bu romanı 30 yıl önce ilk romanı olarak yazmayı düşünmüş ama iyice araştırma yapmak için beklemiş hatta Kennedy'nin öldürüldüğü Dallas'a ve ateş edilen daireye bile gitmiş.
King zaten benzersiz bir yazar bana göre, kendi alanının dışına çıkmış bu romanıyla. Çok büyük ilgiyle okudum umarım sizlerde seversiniz, çünkü korku yazarı denip geçiliyor kesinlikle ilgisi yok.
Bu arada kahvesiz olmaz, hele sevdiğiniz biriyle içtiğiniz kahve gibisi yoktur :)
Arkadaşlar bu arada BBM Blogstar seçmelerine çok az kaldı henüz haberiniz yoksa lütfen bir bakın ve bu güzel mahalleye üye olun. Daha fazla blog tanımak yeni insanlarla tanışmak için hepinizi üye olmaya davet ediyorum. Bakalım bu sene Blogstarımız kim olucak, çok sevdiğim bir sürü arkadaşım var bende merakla bekliyorum. Bu adresten ulaşabilirsiniz. BLOGSTAR SEÇMELERİ...
Stressiz, endişesiz, gülerek ve Sevgiyle dolu bir hafta diliyorum...
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Yeni Bir Nefes
Yine uzun bir zaman sonra yazıyorum, kendime kızıyorum ama yapıcak bir şey yok. Hayat çok yoğun her gün yeni bir şeyler oluyor.
Nihayet uzun zamandır beklediğimiz Ayaz bebeğimiz doğdu, yeniden Hala oldum :) geçen akşam hastaneye gittik Allahım gerçekten çok güzel bir bebek, inşallah güzelliklerle dolu bir hayatı olur. Ablasının kucağına verdik bakarmısınız çok şekerler.
Bebek için bir sürü şey planlıyordum ama işe girince maalesef yapamadım. Yengem bir şeyler hazırlamış dilek ağacı, bebek şekeri ve kurabiyesi gibi.
Hastahane karşıdaydı bizde Gemiyle geçtik ve döndük Deniz havası iyi geldi. Dan Brown'ın Cehennem adlı kitabını almıştım, Miray dönüşte hemen açtı ve okumaya başladı. O bitirdikten sonra okuyup paylaşırım.
Bunu paylaşmasam olmaz :) bu akşam iş dönüşü biri motosikletine biniyordu omzunda bir şey gördüm. Bir yandan da düşünüyorum yok olmaz diyorum :) omzunda resmen bir Sincap vardı. Ve hemen çocuktan izin alıp fotoğrafını çektim. Sincap'ları çok ürkek hayvanlar olarak bilirim ama aksine nerdeyse poz verdi :) çok tatlıydı daha sonra sevdim biraz.
Günler geçip gidiyor arkadaşlar hem kendi içlerimizde, hemde dünyada bir sürü acı-tatlı olaylar oluyor. Ülkem ve herkes adına Barışın hüküm sürdüğü bir Dünya diliyorum...
Nihayet uzun zamandır beklediğimiz Ayaz bebeğimiz doğdu, yeniden Hala oldum :) geçen akşam hastaneye gittik Allahım gerçekten çok güzel bir bebek, inşallah güzelliklerle dolu bir hayatı olur. Ablasının kucağına verdik bakarmısınız çok şekerler.
Bebek için bir sürü şey planlıyordum ama işe girince maalesef yapamadım. Yengem bir şeyler hazırlamış dilek ağacı, bebek şekeri ve kurabiyesi gibi.
Hastahane karşıdaydı bizde Gemiyle geçtik ve döndük Deniz havası iyi geldi. Dan Brown'ın Cehennem adlı kitabını almıştım, Miray dönüşte hemen açtı ve okumaya başladı. O bitirdikten sonra okuyup paylaşırım.
Bunu paylaşmasam olmaz :) bu akşam iş dönüşü biri motosikletine biniyordu omzunda bir şey gördüm. Bir yandan da düşünüyorum yok olmaz diyorum :) omzunda resmen bir Sincap vardı. Ve hemen çocuktan izin alıp fotoğrafını çektim. Sincap'ları çok ürkek hayvanlar olarak bilirim ama aksine nerdeyse poz verdi :) çok tatlıydı daha sonra sevdim biraz.
Günler geçip gidiyor arkadaşlar hem kendi içlerimizde, hemde dünyada bir sürü acı-tatlı olaylar oluyor. Ülkem ve herkes adına Barışın hüküm sürdüğü bir Dünya diliyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)